Küresel piyasalarda artan ekonomik belirsizlikler ve mali disiplin endişeleri, altın fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturuyor. Özellikle Japonya’da açıklanması beklenen dev kamu harcama paketinin tahvil piyasalarında yarattığı sarsıntı, yatırımcıların altın gibi güvenli liman varlıklara yönelmesine neden oldu. ABD’de de Fed’in Aralık ayında faiz indirimine gitme olasılığına yönelik belirsizliklerin devam etmesi, altının cazibesini artıran bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda ABD iş gücü piyasasından gelen zayıflama sinyalleri, faiz artış döngüsünün sona erebileceği yönündeki beklentileri güçlendiriyor.
Ons altın 4.100 dolara yaklaştı, destek ve direnç seviyeleri öne çıktı
Yeni haftaya yükselişle başlayan ons altın, sabah saatlerinde 4.098,64 dolar seviyesine kadar çıktı. Bu seviyenin ardından hafif geri çekilen fiyatlar, şu sıralarda düne göre %0,6 artışla 4.093,35 dolar düzeyinde işlem görüyor. Teknik analizlere göre, 4.100 dolar seviyesi psikolojik ve teknik direnç olarak izleniyor. Analistler bu seviyenin aşılması halinde, yukarı yönlü hareketin 4.126 dolara kadar devam edebileceğini belirtiyor. Aşağı yönlü olası düzeltmelerde ise ilk destek seviyesi 4.053 dolar olarak öne çıkıyor.
Japonya’da tahvil getirileri yükseldi, piyasalar sarsıldı
Altının yükselişinde Japonya kaynaklı gelişmeler önemli rol oynadı. Başbakan Sanae Takaichi'nin yaklaşık 25 trilyon yen (yaklaşık 167 milyar dolar) tutarında yeni bir harcama paketi açıklayacağı yönündeki haberler, ülkenin mali sürdürülebilirliği konusundaki endişeleri artırdı. Bu gelişmelerin ardından, Japonya'da uzun vadeli tahvil getirileri keskin bir yükseliş kaydetti. 10 yıllık devlet tahvili getirisi, 2008 küresel finansal krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşırken, 20 ve 30 yıllık tahvil getirileri de çok yıllık zirvelere çıktı. Tahvil piyasalarındaki bu hareketlilik, Japonya’nın kamu borcunun gelecekteki sürdürülebilirliği hakkında ciddi soru işaretleri doğururken, yatırımcıları daha güvenli ve risksiz varlıklara yönlendirdi.
ABD’de faiz belirsizliği altını destekliyor
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) Aralık ayında nasıl bir politika izleyeceği konusundaki belirsizlik devam ediyor. Özellikle son haftalarda gelen veriler, iş gücü piyasasında yavaşlamaya ve ekonomik faaliyette yumuşamaya işaret ediyor. Bu durum, Fed’in sıkı para politikası döngüsünü durdurabileceği ve hatta 2025’in başlarına kadar faiz indirimi olasılıklarını artırabileceği beklentisini güçlendirdi. Düşük faiz ortamı, getirisi olmayan altın gibi varlıkları daha cazip hale getiriyor.
Teknoloji hisselerindeki satışlar güvenli liman talebini tetikledi
Küresel hisse senedi piyasalarında son günlerde özellikle teknoloji hisseleri üzerinde artan değerleme endişeleri, satış baskısını beraberinde getirdi. Yüksek değerleme oranları nedeniyle bazı teknoloji şirketlerinin hisselerinde düşüşler yaşandı. Bu gelişme, yatırımcıların daha istikrarlı ve riskten korunma sağlayan yatırım araçlarına yönelmesine neden oldu. Altın, bu noktada hem enflasyon karşısında koruma sağlayan hem de küresel belirsizlik dönemlerinde tercih edilen bir araç olarak öne çıktı.
Değerli metallere olan ilgi yeniden canlandı
Altın fiyatlarındaki yükselişle birlikte, diğer değerli metaller de yatırımcı ilgisiyle karşılaşıyor. Gümüş, platin ve paladyum gibi varlıklarda da son günlerde işlem hacimlerinde artış görülüyor. Altına olan talep, merkez bankalarının rezerv artırma politikaları ve bireysel yatırımcıların hedge stratejileriyle birlikte daha da güçleniyor. Özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerde fiziki altına olan talebin yılın son çeyreğinde hızlandığı gözlemleniyor.
Altının yıl sonu görünümü: 4.200 dolar potansiyeli masada
Analistler, altının yükseliş trendinin sürdürülebilirliği için Fed'in Aralık toplantısı ve Japonya’daki mali paketlerin detaylarının belirleyici olacağını vurguluyor. Eğer Fed faiz artırımlarına ara verir veya daha güvercin bir mesaj verirse, altının 4.100 doların üzerinde kalıcı olabileceği ve 4.200 dolar seviyelerinin test edilebileceği öngörülüyor. Aksi senaryoda, yani Fed’in faiz artırımlarına devam etmesi durumunda, altın fiyatlarında kısa vadeli düzeltmeler yaşanabileceği tahmin ediliyor. Ancak orta ve uzun vadede jeopolitik ve ekonomik risklerin devam etmesi, güvenli liman talebini canlı tutabilir.
Merkez bankaları ve fonların talebi yükselişi destekliyor
Son dönemde birçok ülke merkez bankası, döviz rezervlerini çeşitlendirme stratejisi kapsamında altın alımlarını artırdı. Bu durum da fiyatların destek bulmasına neden oluyor. Ayrıca büyük yatırım fonlarının vadeli altın kontratlarında uzun pozisyonlarını artırması da, altının yukarı yönlü hareketini destekleyen bir başka unsur olarak öne çıkıyor. Özellikle ekonomik verilerin belirsizlik oluşturduğu dönemlerde fon yöneticileri, portföylerinde altına daha fazla yer veriyor.
Küresel ekonomik görünüm altının seyrinde belirleyici olacak
Altın piyasasında yön belirleyici olan gelişmeler yalnızca faiz ve maliye politikalarıyla sınırlı değil. Küresel ekonomideki yavaşlama işaretleri, Çin’in büyüme verileri, Orta Doğu ve Ukrayna’daki jeopolitik gelişmeler gibi unsurlar da altının fiyatlamasında etkili olmaya devam ediyor. Özellikle Çin’in emlak ve sanayi sektöründe yaşadığı sıkıntılar ve gelişmiş ülkelerin resesyon riskiyle karşı karşıya kalması, yatırımcıları daha ihtiyatlı davranmaya zorluyor. Altının yükseliş trendi, tüm bu makroekonomik belirsizlikler ışığında yılın kalan haftalarında da güçlü kalabilir.