Morningstar'ın analizine göre, ABD ve Avrupa’nın önde gelen ilaç şirketleri, Trump yönetiminin önerdiği ithalat vergileri ve ilaç fiyatlarını düşürme politikalarına karşı kısa vadede sağlam bir pozisyonda bulunuyor.
İlaç devleri kısa vadeli vergi risklerine karşı dirençli
Morningstar tarafından yayımlanan yeni analiz, ABD ve Avrupa merkezli en büyük on ilaç üreticisinin, ilaç ithalatı üzerindeki vergi artışları ve fiyatlandırma reformlarına karşı sağlam mali pozisyonlara sahip olduğunu ortaya koydu.
Rapor, reçeteli ilaç maliyetlerinin uluslararası fiyatlarla eşleştirilmesi amacıyla uygulanan politikaların kısa vadede sınırlı etkisi olacağını savunuyor. Morningstar analistleri, bu tür agresif önlemlerin hasta erişimini zorlaştırabileceği için hemen uygulanmasının düşük olasılık taşıdığını belirtiyor.
Trump yönetiminin vergi planı sınırlı gelir etkisi yaratabilir
Sektör, Temmuz ayında Başkan Donald Trump'ın ilaç fiyatlandırmasına yönelik köklü değişiklik çağrısı yapmasından bu yana temkinli. Trump, düşük gümrük vergileri ile ithalatı başlatıp bu oranları zamanla %25’e kadar yükseltmeyi ve yerli üretimi teşvik etmeyi hedeflediğini açıklamıştı.
Morningstar raporu, AstraZeneca, Novartis, Sanofi, GSK, Novo Nordisk, AbbVie, Amgen, Eli Lilly, Merck ve Pfizer gibi ilaç devleri üzerindeki potansiyel etkileri analiz etti. İlk aşamada %15 olarak öngörülen ABD gümrük vergisinin, şirketlerin kârını ortalama olarak en fazla %4 oranında azaltabileceği tahmin ediliyor.
Uzun vadede ABD üretimi daha yüksek maliyet yaratabilir
Raporda, kısa vadede etkilerin sınırlı kalacağı öngörülürken, uzun vadeli etkilerin daha dikkat çekici olabileceği uyarısı yapılıyor. Özellikle üretim tesislerini ABD’ye taşıma durumunda firmaların daha yüksek vergi giderleri ile karşılaşacağı, ayrıca Novartis ve Sanofi gibi Avrupalı şirketlerin yeni tesis yatırımları nedeniyle ek maliyet üstleneceği belirtiliyor.
Bu nedenle, firmaların maliyet yapıları, üretim zincirleri ve vergi planlamalarında yeni stratejiler geliştirmeleri bekleniyor. Morningstar, şirketlerin mevcut hafifletme stratejileri sayesinde kısa vadede dirençli kaldığını, ancak uzun vadeli yeniden yapılanma ihtimalinin arttığını vurguluyor.