Ocak ayında reel kesim güven endeksi 102,6 seviyesine geriledi
2025 yılı ocak ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak 102,6 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan açıklamaya göre, endeksi oluşturan bazı anket sorularındaki yayılma endeksleri artış yönünde, bazıları ise azalış yönünde etkide bulundu.
Endekse artış ve azalış yönünde etki eden faktörler
Açıklamada, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku, mevcut toplam sipariş miktarı ve gelecek üç aydaki üretim hacmine ilişkin olumlu değerlendirmelerin endeksi yukarı yönlü etkilediği belirtildi. Ancak son üç aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve genel gidişata ilişkin olumsuz değerlendirmeler endeksi aşağı yönlü etkiledi.
Mevsimsellikten arındırılmamış RKGE’de artış
Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ise bir önceki aya göre 1,8 puan artarak 100,9 seviyesine çıktı. TCMB, mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin zayıfladığını, mamul mal stoklarının ise mevsim normallerinin üstünde olmasının etkisini kaybettiğini belirtti.
Gelecek döneme ilişkin beklentiler
Gelecek üç aya yönelik üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenlerin oranında bir önceki aya göre artış görüldü. Ancak gelecek üç aya yönelik istihdam artış beklentilerinde azalış yaşandı. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamalarına yönelik artış beklentileri ise güçlenmeye devam etti.
ÜFE beklentileri geriledi
Açıklamada, gelecek üç ayda ortalama birim maliyetlerde ve satış fiyatlarında artış bekleyenlerin oranının arttığı ifade edildi. Öte yandan, gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 3,8 puan azalarak %41,2 seviyesine geriledi.
Üretimi kısıtlayan faktörler
Ocak ayında ankete katılan işyerlerinin %52,9’u üretimlerini kısıtlayan bir faktör bulunmadığını belirtti. Üretimi kısıtlayan en önemli faktör olarak %14,6 oranında talep yetersizliği öne çıktı. Talep yetersizliğini sırasıyla işgücü yetersizliği, hammadde ve ekipman yetersizliği, mali imkânsızlıklar ve diğer faktörler izledi.