Döviz Kurları
Döviz Kurları
USD/TRY
%0.16
42,5007
EUR/TRY
%0.05
49,3389
GBP/TRY
%0.05
56,3259
CHF/TRY
%0.37
52,9110
SAR/TRY
%0.15
11,3286
JPY/TRY
%0.11
0,2724
RUB/TRY
%0.76
0,54789
EUR/USD
%0.05
1,16007
EUR/GBP
%0.01
0,8760
GBP/USD
%0.04
1,3242
BRENT/USD
%-0.80
62,39
XAU/TRY
%1.55
179.258,18
XAG/TRY
%5.75
2.397,46
CAD/TRY
%0.57
30,4152
AUD/TRY
%0.45
27,8401
SEK/TRY
%0.58
4,5019
RSD/TRY
%0.07
0,4204
XAU/USD
%1.39
4.217,67

Morgan Stanley: S&P 500 endeksi 2026 sonunda 7.800 puana çıkabilir

Morgan Stanley'in önde gelen stratejistlerinden Michael Wilson, ABD hisseleri konusunda iyimserliğini artırdı. Güçlü kurumsal bilançolar ve yapay zeka gibi üretkenlik unsurlarının etkisiyle, S&P 500 Endeksi'nde 2026 sonunda 7.800 puan hedefini ortaya koydu. Bu beklenti, endeksin önümüzde…

Morgan Stanley'in önde gelen stratejistlerinden Michael Wilson, ABD hisseleri konusunda iyimserliğini artırdı

blank
Paylaş

Morgan Stanley'in önde gelen stratejistlerinden Michael Wilson, ABD hisseleri konusunda iyimserliğini artırdı. Güçlü kurumsal bilançolar ve yapay zeka gibi üretkenlik unsurlarının etkisiyle, S&P 500 Endeksi'nde 2026 sonunda 7.800 puan hedefini ortaya koydu. Bu beklenti, endeksin önümüzdeki yıl yaklaşık yüzde 16'lık bir artış yaşayabileceği anlamına geliyor.

Wilson: S&P 500, 2026 sonunda 7.800 puana ulaşabilir

Morgan Stanley'in baş stratejistlerinden Michael Wilson, S&P 500 Endeksi için güçlü bir yükseliş öngörüsünde bulunarak yatırımcıların dikkatini çekti. Wilson, endeksin 2026 yılı sonu itibarıyla 7.800 puana ulaşmasını bekliyor. Bu tahmin, piyasa genelinde en yüksek hedefler arasında yer alıyor ve endeksin potansiyel olarak art arda dört yıl çift haneli kazanç yaşayabileceğine işaret ediyor.

Wilson’ın beklentileri sadece fiyat seviyeleriyle sınırlı değil. Aynı zamanda S&P 500 şirketlerinin hisse başına kazancında da önemli artışlar öngörüyor. Stratejist, 2026 yılında hisse başına kazancın yüzde 17, 2027 yılında ise yüzde 12 artacağını tahmin ediyor.

Yapay zeka, vergi politikaları ve istikrarlı faizler etkili olacak

Wilson’a göre bu büyümenin arkasında birkaç önemli faktör bulunuyor. Bunlar arasında yapay zeka tabanlı verimlilik artışı, şirketlerin geliştirilmiş fiyatlandırma gücü, uygun vergi ve düzenleyici politikalar ile makul düzeyde sabit seyreden faiz oranları yer alıyor. Tüm bu faktörler, ABD şirketlerinin kârlılığını destekleyerek S&P 500’deki yükselişi sürdürülebilir hale getirebilir.

Özellikle yapay zeka teknolojilerinin kurumsal üretkenlikte yarattığı sıçrama, verimlilik tarafında ciddi kazançlar getiriyor. Bu da hem operasyonel maliyetleri düşürüyor hem de şirketlerin fiyat artırma kapasitesini güçlendiriyor. Ek olarak, regülasyonların iş dünyası lehine düzenlenmesi, işletme ortamını yatırım açısından daha cazip hale getiriyor.

Wilson: “İyimserim ama riskler göz ardı edilmemeli”

Michael Wilson, doğru yükseliş tahminleriyle tanınan bir stratejist olarak, geçmiş piyasa düşüşlerinde bile iyimser tutumunu korumayı başardı. Nitekim son olarak büyük bir yatırımcı anketinde ikinci en iyi portföy stratejisti seçildi. Ancak Wilson, tüm bu olumlu beklentilere rağmen piyasalarda bazı önemli risklerin hâlâ mevcut olduğunun da altını çiziyor.

Wilson, kısa vadede Federal Rezerv'in daha şahin bir para politikası izlemesi durumunda piyasaların baskı altında kalabileceğini belirtti. Ayrıca uzun vadede ekonomik büyümenin aşırı ısınması durumunda enflasyon riskinin tekrar gündeme gelebileceğine dikkat çekiyor.

Bu nedenle yatırımcıların temkinli iyimserlik içinde hareket etmeleri gerektiği mesajını veriyor. Para politikası, mali disiplin ve küresel ticaret dengeleri gibi çok sayıda unsurun dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Goldman Sachs stratejisti daha temkinli bir tablo çiziyor

Öte yandan, Goldman Sachs’ın baş küresel stratejistlerinden Peter Oppenheimer ise daha temkinli bir bakış açısına sahip. Oppenheimer, ABD hisse senetlerinin mevcut yüksek değerlemeleri nedeniyle, önümüzdeki on yıl boyunca uluslararası piyasalardan daha düşük performans gösterebileceğini savunuyor.

Bu görüş, özellikle ABD borsasının son yıllardaki yükselişine karşılık, Avrupa ve Asya piyasalarının görece geride kalmasından kaynaklanan değerleme farklarına dayanıyor. Oppenheimer’a göre yatırımcıların portföylerini daha dengeli hale getirmeleri ve gelişmekte olan piyasalara yönelmeleri gerekebilir.

2025’te %14 artış görülse de riskler halen canlı

S&P 500 Endeksi, iki yıl üst üste yüzde 20’nin üzerinde kazanç sağladıktan sonra, 2025 yılı içerisinde hâlihazırda yüzde 14’lük bir yükseliş gerçekleştirmiş durumda. Bu yükseliş trendi, yatırımcıların hisse piyasalarına olan ilgisini artırmış olsa da, küresel ekonomik belirsizlikler ve para politikası adımları gibi risk unsurları halen masada duruyor.

Yatırım uzmanları, özellikle ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz politikasında atacağı olası sıkılaştırıcı adımların, bu yükseliş trendini sekteye uğratabileceğini belirtiyor. Öte yandan jeopolitik riskler, enerji fiyatları ve tüketici harcamalarında olası dalgalanmalar da orta vadeli riskler arasında yer alıyor.

Analistlerden karışık sinyaller: Yükseliş mi düzeltme mi?

Piyasa analistleri arasında görüş birliği sağlanmış değil. Bir kesim, özellikle kurumsal bilançoların gücünü ve yapay zeka odaklı büyümeyi referans alarak pozitif bir hava çizerken, diğerleri piyasanın kısa vadede aşırı değerlenmiş olduğu ve düzeltme yaşanabileceği görüşünde.

Yatırım fon yöneticileri ise portföy dağılımlarını yeniden gözden geçiriyor. Özellikle teknoloji hisselerine olan yoğun ilgi, yatırımcıların sektörel çeşitlilik konusundaki hassasiyetini yeniden gündeme getiriyor. S&P 500 Endeksi içinde teknoloji şirketlerinin ağırlığı rekor seviyelere ulaştı. Bu durum, endekste yaşanacak olası bir düşüşün etkisini daha da artırabilir.

Yatırımcılara öneriler: Uzun vadeli stratejiler ön planda

Uzmanlar, volatilitenin yüksek seyrettiği bu dönemde yatırımcıların kısa vadeli hareketlerden ziyade, uzun vadeli stratejilere yönelmelerini tavsiye ediyor. Riskin yayılması, sektör çeşitlendirmesi ve temettü verimi yüksek hisselere yönelim gibi klasik portföy stratejileri yeniden önem kazanıyor.

Michael Wilson’ın iyimserliği, kısa vadeli düzeltmeler olsa bile piyasaların genel yönünün yukarı olduğu varsayımına dayanıyor. Bu yaklaşım, piyasanın dinamiklerine güvenen yatırımcılar için cesaret verici olabilir. Ancak yatırım kararlarının kişisel risk profili, likidite ihtiyacı ve piyasa analizine göre şekillendirilmesi gerektiği unutulmamalı.

blue and yellow star flag

AB Komisyonu’ndan Türkiye için 2026 ve 2027 büyüme tahmini

Prev
blank

Singapur Borsası, bitcoin ve ether için vadeli işlem sürecini başlatıyor

Sonraki