Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin uzun vadeli yabancı ve yerel para cinsinden ihraççı notlarını ile yabancı para kıdemli teminatsız notlarını "B1" seviyesinden "Ba3" seviyesine yükseltti.
Görünüm "pozitif"ten "durağan"a çekildi
Moody’s, yaptığı açıklamada not artışının ardından Türkiye’nin görünümünü "pozitif"ten "durağan"a çevirdiğini bildirdi. Forinvest Haber anketine göre bu değerlendirme, piyasa beklentilerinin üzerinde bir gelişme olarak dikkat çekti.
Enflasyonla mücadelede başarı, not artışının temel nedeni
Not artışının ardında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı parasal politika ile enflasyonu dizginleme çabasının etkili olduğu belirtildi. Moody’s, ekonomik dengesizliklerin azaltılması, Türk lirasına güvenin yeniden tesis edilmesi ve yabancı yatırımcıların güven kazanması gibi gelişmeleri de kararında etkili faktörler arasında gösterdi.
Kuruluş ayrıca, politika yapım sürecinde siyasi müdahalenin azalması ve geri dönüş riskinin düşmesiyle birlikte, ekonomik reformlara olan bağlılığın artmasının da not artışını desteklediğini belirtti.
Olumlu ve olumsuz riskler dengelenmiş durumda
Moody’s açıklamasında şu değerlendirmelere yer verdi:
- Etkin politika uygulamalarının devam etmesi hâlinde dış pozisyonda iyileşme potansiyeli bulunuyor.
- Enerji bağımlılığını azaltacak yapısal reformlar ve ihracat rekabetçiliğini artıracak adımlar, dış şoklara karşı direnci artırabilir.
- Ancak geçmişteki ekonomi politikalarına dönüş ve döviz rezervlerindeki yetersizlik, risk unsuru olmaya devam ediyor.
Ekonomide yeniden dengelenme süreci sürüyor
Kuruluş, iç talebin zayıflayacağını ve GSYH büyümesinin 2024’teki %3,2 seviyesinden 2025’te %2,2’ye gerileyeceğini, 2026’da ise yeniden %3,2’ye yükseleceğini öngördü. Bu oranlar, potansiyel büyüme seviyesi olan %3,5-%4,5’in altında kalıyor.
Enflasyonda ise kayda değer iyileşme beklentisi dikkat çekti:
- Haziran 2024’te %72 olan enflasyon, Haziran 2025’te %35’e, 2025 sonunda %30’a, 2026 sonunda ise %20’ye gerileyecek.
- Cari açık ise Mart 2023’teki %5,4 seviyesinden Mart 2025’te %0,9’a düşecek.
Ancak Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinin kısa vadeli dış borçların yalnızca %30’unu karşılaması, dış finansman kırılganlığının devam ettiğini gösteriyor.