Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü 2025 yılının ilk beş ayında toplam 5,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu rakam; buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler gibi temel gıda ürünlerini kapsıyor.
Çikolata ve ayçiçek yağı öne çıktı, Irak pazarında daralma
İhracatta en yüksek payı 526,1 milyon dolar ile çikolata ve kakao içeren ürünler alırken, onu 472,9 milyon dolar ile ayçiçek yağı izledi. Sektörün en büyük pazarı olan Irak’a yapılan ihracat ise yüzde 13,7 oranında daralarak 789,3 milyon dolara geriledi. Buna karşın ABD’ye ihracat yüzde 29 artarak 350,7 milyon dolara ulaştı. Suriye, Cezayir, Suudi Arabistan, Almanya ve Birleşik Krallık ise diğer önemli pazarlar arasında yer aldı.
Miktar bazında hububat ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,4 düşerken, birim fiyatlarda sağlanan yüzde 4,6’lık artış sayesinde değer bazında ihracat yüzde 4,2 yükseldi.
Tiryakioğlu: Yeni sezon kritik bir süreç olacak
TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, yeni buğday hasadı öncesinde özel sektör stoklarının yetersizliğine dikkat çekti. Tiryakioğlu, “Hasat edilen ürünün ilk aylarda sınırlı kullanım imkânı olacak. Bu süreç piyasa dengeleri açısından kritik. Kamunun elinde 3 milyon tona yakın stok bulunması ve ithalat kısıtlamalarının kaldırılması, sorunsuz bir geçiş sağlayacaktır.” dedi.
Tiryakioğlu, yüksek finansman maliyetleri ve enflasyon karşısında kârlılığı sınırlı kalan fiyat yapısının sanayicilerin stok yapma eğilimini azalttığını vurguladı. Ayrıca artan lojistik giderlerin özellikle ürün kaynaklarına uzak fabrikalar için dezavantaj yarattığını ifade etti. “TMO’nun buğday alım fiyatları enflasyonla uyumlu ve kamu finansman dengesini gözeten bir seviyede olmalı. Bu durum piyasa istikrarını destekleyecektir.” diye konuştu.
Kuraklık ve don rekolteyi tehdit ediyor
Türkiye’de 7 milyon hektarlık alanla en çok ekilen ürün olan buğdayın rekoltesi, 2025 yılı hasat sezonuna girerken iklim riskleri nedeniyle tehdit altında. Tiryakioğlu, “Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da kuraklık ve don verimi azaltıyor. İç Anadolu’da ise yağış azlığı üretimi olumsuz etkiliyor.” ifadelerini kullandı.
Makarnalık buğdayda ekim alanının daraldığını ve yüzde 10’a yakın ürün kaybı beklendiğini belirten Tiryakioğlu, buna rağmen Türkiye'nin yeterlilik oranı ve mamul ihracat dengesinin korunduğunu söyledi. Ayrıca “İklim koşullarına bağlı kırılganlık karşısında üretim planlamasına dayalı kamu politikaları ve tarım-sanayi entegrasyonu, gıda arz güvenliği için giderek daha kritik hale geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tiryakioğlu, Cumhurbaşkanı’nın 4. Tarım Orman Şûrası’nda gıda güvenliğini bir milli güvenlik meselesi olarak tanımlamasının ve organize tarım bölgeleri ile lojistik merkezlerin entegre çalışmasını öngören üretim yapısının, sektör için stratejik bir vizyon sunduğunu sözlerine ekledi.