Goldman Sachs, Çin ekonomisine yönelik politika desteklerinin zamanlamasında değişiklik olabileceğini belirtti. Finans devi, Pekin yönetiminin geniş kapsamlı ekonomik teşvikleri bu yıl içinde değil, 2026’nın ilk çeyreğine kaydırabileceğini öngörüyor. Bu değerlendirme, bankanın Çin ekonomisine dair güncel analiz raporunda yer aldı.
Goldman Sachs: Teşviklerin ertelenmesi olasılığı artıyor
Goldman Sachs analisti Yuting Yang, 30 Kasım 2025 tarihinde yayımladığı raporda, Çin’in ekonomik büyümesini desteklemek amacıyla beklenen politik teşviklerin zamanlamasında gecikme yaşanabileceğine dikkat çekti. Yang, “Hükümetin, mevcut ekonomik veriler ışığında daha temkinli hareket ettiğini ve 2026’nın ilk çeyreğine kadar geniş çaplı teşvik adımlarını öteleyebileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Yang’ın değerlendirmesine göre, Pekin yönetimi, mali disiplini koruma isteği ve piyasaların erken teşvik beklentisini dengeleme çabası nedeniyle ekonomik canlandırma önlemlerinde daha ölçülü bir çizgi izliyor. Özellikle emlak sektöründeki zayıflık ve tüketici harcamalarındaki yavaşlama, teşviklerin kapsamını ve zamanlamasını etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor.
Büyüme hedefi tutturulabilir ancak riskler sürüyor
Analist Yuting Yang, Çin’in bu yıl için belirlediği yüzde 5’lik ekonomik büyüme hedefinin hâlâ ulaşılabilir olduğunu vurguladı. “Genel ekonomik göstergeler yıl sonu itibarıyla hedeflenen büyümeye işaret ediyor” diyen Yang, özellikle ihracat performansındaki toparlanma ve bazı sanayi kollarındaki üretim artışına dikkat çekti.
Bununla birlikte, Çin ekonomisinin karşı karşıya olduğu iç ve dış kaynaklı belirsizlikler de raporda yer aldı. ABD-Çin ticari ilişkilerindeki gerilim, küresel faiz oranlarının yüksek seyri, emlak sektöründeki daralma ve hanehalkı tüketimindeki kırılganlık, orta vadeli büyüme görünümünü tehdit eden başlıca unsurlar olarak sıralandı.
“Anti-involution” kampanyası deflasyon riskine karşı umut vadediyor
Raporda öne çıkan bir diğer başlık ise Çin hükümetinin yürüttüğü “anti-involution” kampanyası oldu. Bu kampanyanın, özellikle teknoloji ve ağır sanayi gibi üst akım sektörlerdeki rekabet baskısını azaltmayı ve fiyat düşüşlerini engellemeyi amaçladığı ifade edildi. Yang, “Anti-involution politikası, belirli sektörlerde yaşanan deflasyonist baskıları hafifletme potansiyeline sahip” dedi.
“Involution” kavramı, özellikle genç çalışanlar arasında yaygınlaşan aşırı rekabetçi ve verimsiz iş pratiklerini tanımlamak için kullanılıyor. Çin yönetimi, bu duruma karşı sosyal ve ekonomik politikalar geliştirerek üretkenliği artırmayı ve iş gücü piyasasını daha sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor. Analistler, bu tür sosyal politikaların ekonomik istikrar üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini belirtiyor.
Finansal piyasalar ve yatırımcılar teşvik sinyallerine odaklandı
Çin ekonomisinde yaşanabilecek teşvik ertelenmesinin, hem yerel hem de küresel finansal piyasalar üzerinde etkili olması bekleniyor. Yatırımcılar, özellikle Çin Merkez Bankası’nın faiz kararları ve bütçe harcamalarıyla ilgili sinyalleri yakından takip ediyor. Goldman Sachs, olası teşvik gecikmesinin hisse senedi piyasalarında kısa vadeli dalgalanmalara neden olabileceğini ancak orta vadede yapısal reformların daha etkili sonuçlar vereceğini öngörüyor.
Bununla birlikte, Çin borsasında yılın ikinci yarısında gözlenen toparlanmanın kalıcı olabilmesi için kamu harcamalarının artırılması, KOBİ’lerin desteklenmesi ve tüketici güveninin yeniden inşa edilmesi gerektiği değerlendiriliyor. Analistler, bu tür politikaların uzun vadeli büyümeyi sürdürülebilir kılmak açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor.
Küresel ekonomik dengeler Çin’in kararlarını etkiliyor
Çin’in teşvik politikalarında temkinli davranmasının ardında küresel ekonomik belirsizlikler de önemli bir rol oynuyor. ABD Merkez Bankası’nın faiz politikası, jeopolitik riskler ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, Çin’in ekonomik planlamalarında belirsizliğe yol açıyor. Bu nedenle Pekin yönetimi, ani ve agresif teşviklerden kaçınarak daha kademeli adımlar atmayı tercih ediyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar da Çin’in büyüme sürecini yakından izliyor. Son dönemde yayımlanan IMF raporlarında, Çin’in ekonomik dönüşüm sürecine daha fazla yapısal reform dahil etmesi gerektiği yönünde ifadeler yer aldı.
Sonuç: Dengeli büyüme hedefi, zamanlamayı geciktirebilir
Goldman Sachs’ın raporu, Çin’in kısa vadeli teşviklerden ziyade uzun vadeli ekonomik istikrarı hedeflediğini gösteriyor. Politika yapıcıların, büyümeyi desteklemek ile mali disiplini korumak arasında ince bir denge kurmaya çalıştıkları görülüyor. Bu yaklaşımın, Çin ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından olumlu sonuçlar doğurabileceği değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, yatırımcılar ve piyasa aktörleri, 2026’nın ilk çeyreğine kadar Çin’den daha net teşvik sinyalleri beklemeye devam edecek. Bu süreçte uygulanacak mikro düzeydeki reformlar ve sektörel destek paketleri, ekonominin genel görünümünü belirlemede kilit rol oynayacak.