Çin Merkez Bankası Para Politikası Komitesi üyesi Huang Yiping liderliğindeki bir akademisyen grubu, Çin'in emlak sektörünü desteklemek için kısa vadeli fiyat artışlarına odaklı değil, uzun vadeli yapısal dönüşümleri önceleyen politikalar uygulaması gerektiğini belirtti.
Yapısal dönüşüm vurgusu: Emlak piyasasında istikrar hedefi
Uluslararası Ekonomi İncelemeleri dergisinde yayımlanan makalede, emlak gibi geleneksel sektörlerin istikrar kazanmasının, Çin'in ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılmak açısından kritik olduğu ifade edildi. Ekonomik yavaşlamanın hissedildiği bu dönemde, emlak sektörünün sistemik etkilerine özellikle dikkat çekildi.
Makalenin yazarları, "Emlak sektörünün mevcut durumunda, mali destek mevcut varlıkların optimize edilmesine ve kamusal konut sisteminin inşasına odaklanmalı. Konut fiyatlarını tekrar şişiren ya da verimsiz yatırımları teşvik eden politikalardan kaçınılmalıdır" ifadelerine yer verdi. Ayrıca para politikasının kısa vadeli likidite baskılarını hafifletecek biçimde kurgulanması gerektiği savunuldu.
Konut piyasasında düşüş sürüyor, reform baskısı artıyor
2021 yılında inşaat sektörüne yönelik kredi sıkılaştırmalarıyla başlayan konut piyasasındaki çöküş, halen devam ediyor. Ağustos ayında ikinci el konut fiyatları daha da düşerken, yeni konutlardaki fiyat düşüşü yavaşladı. Uzmanlara göre, Pekin’in yerel yönetimlere mevcut konutları satın aldırmaya yönelik yeni politikalar geliştirmesi gerekebilir.
1 trilyon yuan’lık konut alım önerisi gündemde
Morgan Stanley başekonomisti Robin Xing, merkezi hükümetin yılda 1 trilyon yuan harcayarak yaklaşık 1,5 milyon konut satın alması ve bunları uygun fiyatlı konutlara dönüştürmesini öneriyor. Bu sayede hem stok fazlasının eritilmesi hem de düşük gelirli kesimlerin konuta erişimi hedefleniyor.
“Emlak, büyümenin itici gücü olmasa da hâlâ kritik”
Huang Yiping, konuyla ilgili değerlendirmesinde, "İnşaat ve emlak sektörleri artık büyümenin ana itici gücü olmasa da, Çin ekonomisinin önemli bileşenleri olmaya devam edecek" ifadelerini kullandı. Uzmanlara göre, sektörün geleceği açısından mali teşviklerin yanı sıra yönetişim reformları da büyük önem taşıyor.