Çin hükümeti, aralarında nadir toprak elementlerinin de bulunduğu stratejik önemdeki bazı malzemelerin ABD’ye ihracatını kolaylaştırmak amacıyla yeni bir lisanslama sistemi üzerinde çalışıyor. Ancak söz konusu sistem, askeri amaçlı kullanımı engellemek üzere ABD ordusuyla bağlantısı bulunan şirketleri sürecin dışında bırakacak şekilde yapılandırılacak. Wall Street Journal’ın konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Pekin’in planladığı bu mekanizma, "Doğrulanmış Son Kullanıcı" (Verified End User – VEU) adını taşıyacak.
Yeni sistemin amacı: Ticareti kolaylaştırmak, askeri erişimi engellemek
Söz konusu sistem, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, önceki ABD Başkanı Donald Trump döneminde verdiği bir taahhüdü yerine getirmek amacıyla gündeme geldi. Xi, ABD ile ikili ilişkilerde tansiyonu düşürmek ve ticari güveni artırmak adına bu tür malzemelerin ihracat sürecinde bazı kolaylıklar sağlayacağını ifade etmişti. Ancak Pekin için bu ihracatlarda en kritik konu, söz konusu malzemelerin ABD ordusu ya da savunma sanayisi ile bağlantılı şirketlerin kullanımına sunulmaması. Çinli yetkililere göre, bu tür bir ihraç kontrolü, hem iç güvenlik politikaları hem de stratejik kaynakların korunması açısından önem taşıyor.
Çift kullanımlı sektörler etkilenebilir
Yeni sistemin, hem sivil hem de askeri müşterilere hizmet veren bazı büyük sektörlerdeki Amerikan şirketlerini etkileyebileceği öngörülüyor. Özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi sektörler bu kapsamda değerlendiriliyor. Bu tür firmaların Çin’den tedarik ettikleri nadir topraklar veya diğer kısıtlı malzemeler; elektrikli araç bataryaları, yolcu uçakları, radar sistemleri, uydu donanımları ve ileri düzey mikroçipler gibi ürünlerin üretiminde kullanılmakta. Ancak bu teknolojilerin birçoğu aynı zamanda savaş uçakları, denizaltılar ve saldırı amaçlı insansız hava araçları gibi askeri uygulamalarda da kritik rol oynuyor. Bu nedenle Pekin, ihracat zincirinde yer alacak şirketlerin detaylı olarak sınıflandırılmasını istiyor.
Çin’in VEU sistemi, ABD modelinden ilham alıyor
Çin tarafından planlanan VEU sisteminin, 2007 yılından bu yana ABD’de uygulanan benzer bir lisanslama modelinden ilham aldığı ifade ediliyor. Amerikan versiyonunda, belirli Çinli firmalara hassas teknolojilere erişim izni verilebiliyor; bu şirketler önceden onaylı "doğrulanmış kullanıcılar" olarak sınıflandırılıyor. Aynı mekanizmanın tersine çevrilmiş versiyonunun Çin tarafından uygulanması, küresel ticaret yapısında dikkat çeken bir stratejik dönüşümü işaret ediyor. Bu sistemin işletilmesiyle birlikte Çin, malzeme tedarikini kontrol altında tutarken, siyasi riskleri minimize etmeye çalışacak.
Pekin’den ihracat kontrolünde stratejik hamle
Çin, nadir toprak elementleri konusunda dünyanın en büyük üretici ve ihracatçısı konumunda bulunuyor. Özellikle neodimyum, disprosyum ve terbiyum gibi elementler, yüksek teknoloji ürünlerinde kullanılıyor. Küresel üretimin %70'ten fazlası Çin tarafından sağlanıyor. Bu nedenle Pekin’in attığı her adım, küresel tedarik zincirleri üzerinde doğrudan etkili oluyor. İhracat lisanslamasında yapılacak değişiklikler, özellikle ABD'deki teknoloji ve savunma şirketlerini etkileyecek potansiyele sahip. Öte yandan Çin, ihracat kontrol rejimlerini sıkılaştırırken, küresel ticarette yalnızlaşmamak adına sistemin ticari kullanıcılara açık ve esnek olmasını sağlamaya çalışıyor. VEU planı da bu ikili stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Sistem henüz kesinleşmedi, değişiklik olabilir
Wall Street Journal’ın haberine göre, Pekin’in planladığı sistem henüz nihai hale gelmiş değil. VEU mekanizmasının içeriği, uygulanma kapsamı ve filtreleme kriterleri halen Çinli düzenleyici kurumlar tarafından değerlendiriliyor. Bu nedenle nihai yapının, mevcut plandan farklı olabileceği vurgulanıyor. ABD ile süregelen jeopolitik gerilimler, teknoloji savaşı ve karşılıklı yaptırımlar göz önüne alındığında; sistemin hayata geçme süreci büyük olasılıkla kademeli ve dikkatli adımlarla ilerleyecek.
Nadir topraklar: Sivil ve askeri kullanım arasında hassas denge
Nadir toprak elementleri; telefonlardan rüzgar türbinlerine, elektrikli araçlardan nükleer silahlara kadar çok geniş bir alanda kullanılıyor. Bu elementler, yüksek mıknatıs gücü ve termal dayanıklılık gibi özellikleri nedeniyle, hem sivil hem askeri teknolojiler için vazgeçilmez. ABD, bu kritik minerallerin büyük bölümünü halen Çin'den tedarik ediyor. Dolayısıyla Çin'in alacağı ihracat kısıtlaması kararı, ABD'nin tedarik zinciri güvenliği açısından da hayati önem taşıyor.
Finansal etkiler: Tedarik zinciri risk primini artırabilir
Çin’in VEU sistemi, yalnızca stratejik değil, aynı zamanda finansal yapı açısından da etkili sonuçlar doğurabilir. ABD’li şirketler için hammadde maliyetlerinde artış, alternatif kaynaklara yönelme zorunluluğu ve üretim planlarında gecikmeler gibi zincirleme etkiler bekleniyor. Bu durum, şirketlerin bilanço beklentilerine ve piyasa değerlemelerine yansıyabilir. Aynı zamanda tedarik riskinin artması, sigorta ve lojistik maliyetlerinde de yukarı yönlü baskı yaratabilir. Küresel yatırımcılar, bu süreci yakından izliyor. Tedarik zincirine yönelik yeni regülasyonların, özellikle yarı iletken, havacılık ve otomotiv sektöründeki şirket hisselerini etkileyebileceği değerlendiriliyor.
Sonuç: Ticaret kolaylığı ile güvenlik arasındaki denge aranıyor
Çin’in VEU sistemiyle hedeflediği model, ticaretin önünü açarken askeri uygulamaları dışlamak üzerine kurulu. Bu strateji, uluslararası ticarette “çift kullanımlı ürün” kategorisindeki hassas malzemelerin yönetilmesine yönelik yeni bir bakış açısı sunuyor. Sistemin uygulanmaya başlaması halinde, küresel teknoloji ve savunma şirketlerinin tedarik politikalarında önemli değişiklikler yaşanabilir. ABD ise bu girişime nasıl yanıt vereceğini belirlemek zorunda kalacak. Bu gelişmeler, sadece Çin ve ABD arasındaki ekonomik ilişkileri değil, aynı zamanda tüm dünyadaki stratejik hammadde piyasalarını da doğrudan etkileyecek.