Macquarie ekonomistlerine göre Çin ekonomisi, 2025 yılında ihracatın güçlü katkısıyla yüzde 5’e yakın bir büyüme sergileyebilir. Bankanın yayınladığı son ekonomik görünüm raporunda, Çin'in dış talepteki artıştan beklenenden fazla yararlandığı ve bunun iç ekonomik teşvik ihtiyacını sınırladığı vurgulandı. Bu gelişmeler, küresel piyasalarda Çin'in ekonomik ivmesinin yeniden yükselişe geçebileceği beklentisini güçlendiriyor.
İhracat büyümesi beklentilerin üzerinde
Macquarie ekonomistleri, Çin'in 2024 yılı ihracat performansının piyasalar için sürpriz yarattığını belirterek, 2025 yılına yönelik olarak yüzde 6 ihracat artışı öngördüklerini ifade etti. Bu tahmin, piyasa genelinde kabul gören yüzde 1’lik ihracat artışı beklentisinin oldukça üzerinde yer alıyor.
Bankaya göre, ihracatın bu güçlü performansı, Donald Trump döneminde uygulamaya konulan ticaret tarifelerine rağmen istikrarını korudu. Özellikle Asya, Orta Doğu ve Latin Amerika gibi yeni pazarlarda Çin ürünlerine olan talebin artması, ihracatın pozitif yönlü ivme kazanmasına neden oldu.
Deflasyon riski sürüyor ancak dış talep güçlü
Macquarie, Çin’in iç piyasasında yaşanan deflasyonist baskının devam edebileceğini belirtiyor. Tüketici fiyatlarının ve üretici fiyat endeksinin düşük seyretmesi, yerel talepte zayıflık yaratıyor. Ancak bu durum, güçlü dış talep sayesinde kısmen dengeleniyor.
Ekonomistlere göre, “ihracattaki istikrar, Çin'in büyüme stratejisinde belirleyici rol oynamaya devam ediyor. Dış talep sayesinde iç teşvik ihtiyacı azalıyor. Bu, mali disiplinin korunması açısından da avantaj sağlıyor.”
Çin, üretim rekabetinde hâlâ güçlü
Rapora göre Çin, küresel üretim zincirinde sahip olduğu rekabet gücünü sürdürüyor. Özellikle teknoloji, elektrikli araç, güneş paneli ve batarya üretiminde maliyet avantajını koruyan Çin, küresel tedarik zincirindeki rolünü pekiştirdi.
Bu bağlamda, gelişmiş ülkelerdeki yeniden sanayileşme eğilimlerine rağmen, Çin’in hızlı üretim kapasitesi ve lojistik avantajları nedeniyle hâlâ önemli bir tedarikçi olarak öne çıktığı vurgulandı. Macquarie, “Küresel büyüme hızlanırsa, Çin ihracatı tahminlerin ötesine geçebilir” değerlendirmesinde bulundu.
2025 yılı için büyüme tahmini: %5
Makroekonomik görünümde, 2025 yılı için Çin'in yüzde 5 civarında büyüme kaydedebileceği belirtiliyor. Bu öngörü, Çin hükümetinin büyüme hedefleriyle de örtüşüyor. 2024 yılında uygulanan yapısal reformların 2025 yılında sonuç vermeye başlayacağı öngörülürken, özellikle ihracat kaynaklı büyüme ivmesinin kalıcı hale gelebileceği değerlendiriliyor.
Ancak uzmanlar, bu büyüme görünümünün tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için küresel ekonominin de toparlanma göstermesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Küresel ekonominin rolü belirleyici olacak
Macquarie’ye göre Çin’in ihracatındaki güçlü artış, yalnızca iç dinamiklerden değil, aynı zamanda küresel ekonomideki toparlanmanın hızlanmasından da kaynaklanabilir. Gelişmiş ülkelerde faiz indirim döngüsünün başlaması ve tüketici harcamalarının artması, Çin mallarına yönelik talebi daha da canlandırabilir.
Öte yandan jeopolitik riskler, tedarik zinciri kesintileri ve artan korumacılık eğilimleri Çin’in dış ticaret performansını sınırlayabilecek potansiyel tehditler arasında yer alıyor.
İç talep hâlâ kırılgan
Çin ekonomisinde ihracat dışındaki alanlarda hâlâ toparlanma ihtiyacı bulunuyor. Özellikle iç tüketim, konut sektörü ve hizmetlerde istenilen büyüme sağlanamadı. Hükümetin bu alanlara yönelik vergi indirimleri, teşvik paketleri ve altyapı yatırımlarına ağırlık vermesi bekleniyor.
Ancak Macquarie, dış talebin güçlü kalması halinde bu iç teşviklerin daha sınırlı ve hedef odaklı olabileceğini öngörüyor. Böylece mali disiplinden sapılmadan istikrarlı büyüme sağlanabileceği düşünülüyor.
Analistler ihracatın stratejik rolüne dikkat çekiyor
Çin ekonomisinde son dönemde yaşanan kırılganlıklara rağmen, ihracatın gösterdiği direnç birçok ekonomist tarafından dikkatle izleniyor. Uzmanlara göre ihracat, sadece büyümeye katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ülkenin döviz rezervlerini artırarak finansal istikrarı da güçlendiriyor.
Macquarie, “İhracatın mevcut performansı, Çin’in ekonomik görünümünde belirleyici olmaya devam ediyor. Bu alan, ekonominin genel sağlığı açısından kritik bir gösterge haline geldi” ifadelerini kullandı.
Çin’in rekabet gücünü koruma stratejileri
Çin, ABD ve Avrupa’dan gelen ticari baskılara rağmen üretim maliyetlerini düşük tutarak, lojistik ağlarını çeşitlendirerek ve teknoloji yatırımlarına hız vererek rekabet üstünlüğünü korumaya çalışıyor. Özellikle “Kuşak ve Yol” projesi kapsamında geliştirilen lojistik ve altyapı yatırımları, Çin’in ihracatını jeopolitik olarak çeşitlendirmesine imkân tanıyor.
Macquarie, bu stratejilerin başarılı olması durumunda, Çin’in ihracata dayalı büyüme modelinin uzun vadeli sürdürülebilirliğinin artacağını öngörüyor.
Sonuç: İhracat, Çin ekonomisinin lokomotifi olmaya devam edecek
2025 yılı için yapılan analizler, Çin’in ihracat performansının beklentilerin üzerinde seyretmeye devam edebileceğini ortaya koyuyor. Macquarie’nin tahminine göre güçlü dış talep, Çin’in büyümesine yüzde 5 seviyesinde katkı sunabilir. Bu, küresel ekonomide Çin’in yeniden ivme kazandığı bir döneme işaret edebilir.
Ancak iç talep, deflasyonist riskler ve jeopolitik belirsizlikler dikkate alındığında, bu pozitif senaryonun gerçekleşebilmesi çok sayıda faktöre bağlı olacak. Çin ekonomisi, ihracat gücünü koruduğu sürece, küresel büyümenin temel oyuncularından biri olmayı sürdürecek gibi görünüyor.