Boston Fed Başkanı Susan Collins, enflasyon konusunda devam eden belirsizlikler nedeniyle yakın vadede faiz indirimi için “nispeten yüksek bir eşik” gerektiğini belirtti. Collins, enflasyonun hâlâ yüksek seyrettiğini ve iş gücü piyasasında ciddi bir bozulma kanıtı bulunmadığı sürece para politikasının gevşetilmesine sıcak bakmadığını söyledi.
Faiz indirimi için 'yüksek eşik' uyarısı
Collins, “İşgücü piyasasında önemli bir bozulma kanıtı olmadıkça, özellikle hükümet kapanması nedeniyle enflasyon hakkında sınırlı bilgi göz önüne alındığında, politikayı daha fazla gevşetmekten çekinirim” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Fed’in mevcut faiz seviyesini koruma eğilimini güçlendiren önemli sinyallerden biri olarak değerlendiriliyor.
Collins, belirsizliklerin yüksek olduğu bu dönemde, para politikasının ani gevşeme adımlarından kaçınması gerektiğini savundu. “Bu oldukça belirsiz ortamda enflasyon ve istihdam risklerini dengelemek için politika faizlerini bir süre mevcut seviyede tutmak muhtemelen uygun olacak” dedi.
Powell’ın uyarısı ve Fed'deki görüş ayrılıkları
Collins’in açıklamaları, Fed Başkanı Jerome Powell’ın iki hafta önce yaptığı ve Aralık toplantısında faiz indiriminin “kaçınılmaz olmadığı” yönündeki uyarısını destekler nitelikte. Powell, önceki faiz indiriminin “sağlam” bir zemine dayandığını belirtmiş ancak bu durumun devamı için makroekonomik verilerin yakından izleneceğini vurgulamıştı.
Bu gelişmeler, Fed içindeki politika ayrışmasının sürdüğünü ve farklı üyelerin enflasyon risklerine karşı farklı pozisyonlar aldığını gösteriyor. Collins’in tutumu, para politikasında temkinli davranan grup içerisinde yer aldığını teyit ediyor.
Finansal koşullar: 'Hafif kısıtlayıcı' ama büyümeyi destekliyor
Susan Collins, mevcut finansal koşulları “hafif kısıtlayıcı” olarak değerlendirdiğini belirtti. Bununla birlikte, bu durumun ekonomik büyüme açısından hala destekleyici olabileceğini söyledi. “Kısa vadeli borçlanma maliyetleri, büyümeyi engellemek yerine kontrollü bir şekilde yönlendirmeye devam ediyor” dedi.
Fed’in faiz politikası, yalnızca fiyat istikrarını sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda finansal sistemin genel dengesini de koruma amacı güdüyor. Collins’e göre, faizleri düşürmek için acele etmek, potansiyel olarak enflasyonist baskıların yeniden tetiklenmesine yol açabilir.
İşgücü piyasasında zayıflama yok
Boston Fed Başkanı, iş gücü piyasasının bazı yumuşama sinyalleri verdiğini ancak genel anlamda güçlü kaldığını vurguladı. Özellikle istihdam verilerinde yazdan bu yana ciddi bir bozulma olmadığını ifade eden Collins, “Aşağı yönlü riskler yazdan bu yana kötüleşmedi. Bu da faizleri düşürmek için henüz net bir gerekçe oluşmadığını gösteriyor” dedi.
ABD'de işsizlik oranı hâlen %4’ün altında seyrediyor ve istihdam yaratma hızı, beklentilerin üzerinde gerçekleşmeye devam ediyor. Bu durum, Fed’in fiyat istikrarı hedefinden sapmadan istihdam piyasasında esnekliğe sahip olduğunu gösteriyor.
Enflasyon ve hükümet kapanması etkisi
Collins, ABD hükümetinin bazı dönemlerde yaşadığı kapanmaların, enflasyon verilerinin analizini zorlaştırdığını söyledi. Bu nedenle mevcut enflasyon dinamiklerinin daha derinlikli değerlendirilmesi gerektiğini savundu. “Enflasyon konusunda elimizde sınırlı bilgi var. Bu ortamda hızlı kararlar riskli olabilir” şeklinde konuştu.
Son yayımlanan enflasyon verileri, çekirdek tüketici fiyat endeksinin yıllık bazda yüzde 2,4 seviyelerinde olduğunu gösterdi. Ancak enerji ve barınma maliyetlerindeki değişkenlik, genel trendin okunmasını zorlaştırıyor.
Fed’in stratejik hamleleri ne olacak?
Collins’in açıklamaları, Fed’in 2025 yılı stratejisinin sabırlı ve veri odaklı bir yaklaşımla şekilleneceğini gösteriyor. Aralık toplantısında yeni bir faiz indirimi yapılması beklenmiyor. Piyasalar ise 2025’in ilk çeyreğinde yarım puanlık bir indirim olasılığını daha yüksek fiyatlamaya başladı.
Bu gelişmeler, özellikle tahvil piyasasında hareketlilik yaratırken, dolar endeksi ve hisse senetleri tarafında da oynaklık artmış durumda. Ekonomistler, Fed’in politika duruşunun “veriye bağlı” olacağını ve her adımda ekonomik dengeyi koruma hedefiyle hareket edeceğini belirtiyor.
Yatırımcılar temkinli, piyasalar Fed sinyallerine odaklı
Boston Fed Başkanı’nın açıklamaları, finansal piyasalarda Fed’in sıkı duruşunu bir süre daha sürdüreceğine yönelik beklentileri kuvvetlendirdi. Özellikle kısa vadeli tahvil faizleri yeniden yükselişe geçerken, yatırımcılar portföylerini daha korumacı bir yapıya büründürüyor.
Wall Street’teki büyük yatırım bankaları, Collins’in görüşlerini “şahin tonlu” olarak yorumlarken, önümüzdeki dönemde açıklanacak istihdam ve enflasyon verilerinin para politikasında belirleyici rol oynayacağını vurguluyor.
Uzman değerlendirmeleri: Bekle-gör politikası güç kazanıyor
Ekonomistlere göre, Collins’in açıklamaları Fed’in “bekle-gör” politikasını benimsediğine işaret ediyor. Columbia Üniversitesi’nden Prof. Jeremy Dale, “Collins, Fed’in sadece enflasyon oranına değil, aynı zamanda veri kalitesine de dikkat ettiğini açıkça ortaya koyuyor” dedi.
Diğer yandan bazı ekonomistler, Fed’in faiz indiriminde gecikmesinin, iç talepte sert bir yavaşlamaya neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Ancak Collins’in açıklamaları, bu riski görse de enflasyonun yeniden yükselme olasılığına karşı daha temkinli olunması gerektiğini vurguluyor.
Sonuç: Para politikası ihtiyatlı adımlarla ilerleyecek
Boston Fed Başkanı Susan Collins’in açıklamaları, ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimi konusunda aceleci davranmayacağına dair net bir sinyal verdi. Enflasyon risklerinin tamamen ortadan kalkmadığı bu ortamda, para politikasının gevşetilmesi için “yüksek bir eşik” tanımlanmış durumda.
Önümüzdeki dönemde açıklanacak enflasyon, istihdam ve büyüme verileri, Fed’in yol haritasını şekillendirecek. Ancak Collins’in vurguladığı gibi, belirsizliğin yüksek olduğu bu dönemde politika faizinin mevcut seviyelerde korunması, Fed’in temel stratejisi olmaya devam edecek gibi görünüyor.