İngiltere Merkez Bankası (Bank of England – BoE) Para Politikası Komitesi üyelerinden Greene, ülkede kalıcı hale gelen enflasyon baskılarına karşı daha sıkı bir para politikası izlenmesi gerekebileceğini belirtti. Greene, İngiltere ekonomisinde yaşanan fiyat istikrarsızlığının, beklenenden daha uzun sürebileceğine dair güçlü sinyaller verdiğini ifade etti. BoE’nin enflasyon hedefi %2 seviyesinde bulunuyor. Ancak son aylarda gerçekleşen enflasyon, bu hedefin oldukça üzerinde seyrediyor. Son açıklanan yıllık TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi), %6,7 seviyesinde gerçekleşerek piyasa beklentilerini aştı. Bu durum, BoE’nin faiz kararlarında daha agresif bir tutum izleyebileceğine işaret ediyor.
Ücret artışları yavaşladı ama hâlâ yüksek
BoE üyesi Greene, son açıklamasında ücret artışı verilerinin beklentilerin altında gelmesini olumlu karşıladı. Ancak, gelecek yıla ilişkin ücret anlaşmalarına dair beklentilerin hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu vurguladı. Greene’e göre, bu durum fiyatlama davranışları üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. “Ücret dinamikleri enflasyonun gidişatı açısından kritik öneme sahip. Bu nedenle maaş artışlarındaki eğilimi yakından izlemeye devam edeceğiz. Para politikasını bu veriler doğrultusunda şekillendirmek zorundayız,” şeklinde konuştu. Greene’in değerlendirmesi, ücret-fiyat sarmalı riskine işaret ederken, BoE’nin faiz oranlarını uzun süre yüksek tutabileceği ihtimalini de güçlendiriyor.
Para politikasında daha sıkı duruş ihtimali artıyor
İngiltere Merkez Bankası, son dönemde politika faizini %5,25 seviyesinde sabit tutarken, üyeler arasında faiz artışlarının devam edip etmeyeceği yönünde görüş ayrılıkları oluşmuş durumda. Greene’in açıklamaları ise, enflasyon risklerine karşı daha **kısıtlayıcı bir para politikası** duruşuna eğilimli olduğunu gösteriyor. BoE, son 18 ayda politika faizini hızlı şekilde artırarak %0,1 seviyesinden %5’in üzerine çıkardı. Ancak piyasalar, faiz artışlarının sona erip ermediği konusunda belirsizlik içinde. Greene’in son çıkışı, faizlerin mevcut seviyelerde uzun süre kalabileceği veya yeniden artışa geçebileceği yorumlarına yol açtı.
Enflasyon kalıcılığı ve fiyat baskıları
Greene’e göre, İngiltere'de **fiyat baskıları** geçici olmaktan çıkmış durumda. Enerji fiyatlarındaki volatilite azalmış olsa da temel mal ve hizmet fiyatlarındaki artış oranı, BoE’nin hedefleriyle uyumlu değil. Özellikle konut, gıda ve hizmet kalemlerinde enflasyon hâlâ çift haneli seviyelere yakın seyrediyor. Ayrıca kira artışları ve sigorta maliyetlerindeki yükseliş de genel enflasyonun düşmesini engelleyen unsurlar arasında. Greene, “Fiyat baskıları hâlâ ekonominin birçok sektöründe güçlü şekilde hissediliyor,” ifadelerini kullandı.
Piyasa etkileri: Tahvil ve sterlin pozisyonları yeniden şekilleniyor
BoE üyelerinden gelen bu tür açıklamalar, finansal piyasalarda da yakından izleniyor. Greene’in yorumları sonrası İngiltere tahvil getirilerinde hafif yükseliş gözlemlenirken, sterlin dolar karşısında sınırlı değer kazandı. Yatırımcılar, BoE’nin Aralık ve 2025'in ilk çeyreğinde faiz indirimine gitme ihtimalinin azaldığını fiyatlıyor. Bu da kısa vadeli tahvillerde satış baskısı oluşturuyor. Öte yandan, enflasyonla mücadelede kararlılık mesajı, merkez bankasının kredibilitesinin korunması açısından olumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Ücret-fiyat sarmalı riski ve işgücü piyasası
İngiltere’de işgücü piyasası hâlâ sıkı durumda. İşsizlik oranı %4,2 seviyesinde seyrederken, iş gücüne katılım oranı pandemi öncesi düzeylerin altında kalmaya devam ediyor. Bu durum, bazı sektörlerde hâlâ işgücü arzı sorunları yaşandığını gösteriyor. Greene, bu tabloya dikkat çekerek, ücret artışlarının düşmesine rağmen beklentilerin yüksekliğinin fiyatları tetikleyebileceğini belirtti. “Eğer çalışanlar enflasyonun yüksek kalmaya devam edeceğine inanırsa, bu beklenti ücret anlaşmalarına da yansır,” dedi. Bu, merkez bankalarının enflasyon beklentilerini yönetmedeki zorluklarına da işaret ediyor.
Enflasyon hedefi ve güvenilirlik
İngiltere Merkez Bankası'nın en önemli görevlerinden biri, fiyat istikrarını sağlamak. Ancak son iki yılda bu hedefe ulaşmada yaşanan zorluklar, para politikasının etkinliğini tartışmaya açtı. Greene, bu konuda merkez bankalarının şeffaf ve veri odaklı olması gerektiğini vurguladı. “Para politikası güvenilir olmalı. Bu da zaman zaman acı verici kararların alınmasını gerektirir,” diyerek, gerektiğinde daha fazla sıkılaşma adımı atmaktan çekinilmemesi gerektiğini belirtti.
Küresel etkiler ve ECB – Fed ile senkronizasyon
BoE’nin para politikası kararları, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve ABD Merkez Bankası (Fed) gibi diğer büyük merkez bankalarının adımlarıyla da kıyaslanıyor. ECB ve Fed, faiz artışlarında BoE ile paralel hareket etse de, ABD ve Euro Bölgesi’ndeki enflasyon dinamikleri farklılık gösteriyor. BoE'nin sıkılaştırma adımlarını sürdürmesi, küresel faiz ortamı açısından da belirleyici olabilir. Özellikle gelişmekte olan piyasalar, majör merkez bankalarının politikalarına göre sermaye hareketlerini yönlendiriyor.
Sonuç: BoE politika belirsizliğini azaltmak istiyor
Greene’in açıklamaları, İngiltere Merkez Bankası’nın para politikasında belirsizlikleri azaltma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Enflasyonun beklenenden uzun süre yüksek seyretmesi, BoE'nin erken gevşeme adımları atmaması gerektiğini ortaya koyuyor. Ücret dinamikleri, beklenti yönetimi ve fiyat baskıları birlikte değerlendirildiğinde, BoE’nin 2025 boyunca faizleri yüksek seviyelerde tutması olası görünüyor. Bu durum hem hane halkı tüketimi hem de kredi talebi açısından etkiler yaratabilir. İngiltere ekonomisinde büyüme düşük, enflasyon ise yüksek kalmaya devam ettiği sürece, merkez bankası sıkı duruşunu sürdürebilir.