Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan son haftalık veriler, Türkiye bankacılık sektöründeki büyüme trendinin sürdüğünü gösterdi. Krediler ve mevduatlar artış eğilimini korurken, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesaplarında kayda değer bir düşüş yaşandı. Öte yandan, bankaların yasal özkaynakları artış gösterdi.
Kredi hacmi 21,8 trilyon TL’yi aşarak büyümeye devam etti
Sektördeki toplam krediler, bir önceki haftaya göre 21,610 trilyon TL’den 21,845 trilyon TL’ye yükseldi. Bu artış, hem bireysel hem de ticari kredilerdeki genişlemeyle desteklendi. Tüketici kredileri 2,700 trilyon TL’den 2,748 trilyon TL’ye çıkarken, bireysel kredi kartları da 2,550 trilyon TL’den 2,617 trilyon TL’ye ulaştı.
Ticari ve diğer krediler, 16,360 trilyon TL’den 16,479 trilyon TL’ye yükseldi. Taksitli ticari kredilerde ise 3,230 trilyon TL’den 3,250 trilyon TL’ye bir artış gerçekleşti. Kurumsal kredi kartlarındaki büyüme ise sınırlı kaldı; 758,75 milyar TL’den 767,61 milyar TL’ye ulaştı.
Mevduatlar artarken kur korumalı hesaplar düşüşte
Toplam mevduat hacmi, 25,010 trilyon TL’den 25,780 trilyon TL’ye çıkarak önemli bir yükseliş kaydetti. Ancak kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları dikkat çekici bir gerileme yaşadı. Bu hesaplar, haftalık bazda 93,83 milyar TL’den 52,78 milyar TL’ye düşerek yaklaşık %44 oranında bir azalma gösterdi.
Bu durum, yatırımcıların kur korumalı ürünlere olan ilgisinin azaldığına ve alternatif yatırım araçlarına yönelme eğiliminde olduklarına işaret ediyor. Kur korumalı hesaplardaki çözülme, TL'nin yeniden cazip hale gelmesi veya yatırımcıların faiz getirisine yönelmesiyle ilişkilendiriliyor.
Menkul değerlerde sınırlı artış, takipteki alacaklarda hafif yükseliş
Bankacılık sektöründeki toplam menkul değerler, 6,840 trilyon TL’den 6,869 trilyon TL’ye çıktı. Bu artışta kamu borçlanma araçları ve bankaların portföy yönetimi tercihleri etkili oldu.
Takipteki alacaklar ise 541,94 milyar TL’den 545,03 milyar TL’ye yükselerek sınırlı bir artış kaydetti. Takipteki alacak oranındaki bu yükseliş, kredi genişlemesiyle birlikte riskli kredilerin de arttığına işaret edebilir.
Saklanan menkul değerlerde gerileme gözlendi
Bankalarda saklanan toplam menkul kıymetler, 3,410 trilyon TL’den 3,386 trilyon TL’ye geriledi. Bu düşüş hem yurt içi yerleşikler hem de yurt dışı yerleşikler adına saklanan menkul değerlerde görüldü.
Yurt içi yerleşikler adına saklanan menkul kıymetler 2,900 trilyon TL’den 2,881 trilyon TL’ye düşerken, yurt dışı yerleşikler adına saklanan menkul kıymetler ise 506,14 milyar TL’den 504,39 milyar TL’ye indi. Bu eğilim, yatırımcıların menkul değer portföylerini yeniden dengelediklerini gösteriyor olabilir.
Yabancı para pozisyonu dengelenme eğilimine girdi
Bilanço içi yabancı para pozisyonu, -1,840 trilyon TL’den -1,835 trilyon TL’ye iyileşme gösterdi. Bu durum, bankaların döviz pozisyonlarında sınırlı bir dengeleme sağladığını gösteriyor. Bilanço dışı yabancı para pozisyonu ise 1,900 trilyon TL’den 1,898 trilyon TL’ye hafifçe azaldı.
Yabancı para net genel pozisyonu da düşüş gösterdi ve 65,14 milyar TL’den 63,05 milyar TL’ye geriledi. Bu veriler, sektörün döviz pozisyonunu yönetme stratejilerinde daha temkinli bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyuyor.
Özkaynaklardaki artış bankaların mali yapısını güçlendiriyor
Bankacılık sisteminde önemli bir gösterge olan yasal özkaynaklar, 4,650 trilyon TL’den 4,719 trilyon TL’ye yükseldi. Bu artış, sektörün sermaye yeterliliği açısından daha güçlü bir yapıya kavuştuğuna işaret ediyor. Güçlenen özkaynaklar, hem kredi büyümesini destekleyecek kapasiteyi artırıyor hem de finansal şoklara karşı direnç sağlıyor.
Özellikle küresel finansal dalgalanmaların yoğunlaştığı dönemlerde, sermaye yeterliliği rasyoları ve özkaynak kalitesi bankacılık sistemi açısından kritik öneme sahip olmaya devam ediyor.
Kur korumalı hesapların çözülmesi TL’ye güven işareti olabilir
Kur korumalı mevduat hesaplarındaki düşüş, Merkez Bankası'nın faiz politikaları ve enflasyonla mücadele çabalarının piyasalarda karşılık bulduğuna işaret ediyor olabilir. TL'nin yeniden cazip hale gelmesi ve alternatif yatırım araçlarının öne çıkması, bu hesapların çözülmesinde etkili olmuş olabilir.
KKM’nin toplam mevduatlar içindeki payının azalması, bankacılık sistemindeki fonlama yapısının daha sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara kaydığı yönünde yorumlanabilir. Bu durum, mali sistemin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması açısından olumlu olarak değerlendiriliyor.
Sonuç: Bankacılık sektöründe büyüme ivmesi korunuyor
BDDK tarafından yayımlanan haftalık veriler, Türkiye bankacılık sektöründe kredi ve mevduat büyümesinin sürdüğünü ortaya koyuyor. Kur korumalı hesaplarda yaşanan düşüşe rağmen, sektördeki genel görünüm olumlu yönde seyrediyor. Menkul değerlerde sınırlı hareketlilik, özkaynaklardaki artış ve döviz pozisyonlarındaki iyileşme, sektörün güçlü bir likidite ve sermaye yapısıyla yoluna devam ettiğini gösteriyor.
Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın faiz politikaları, küresel piyasalardaki gelişmeler ve iç talepteki hareketlilik, bankacılık sektörünün büyüme hızını belirleyecek temel dinamikler arasında yer alacaktır.