Bank of America tarafından yayımlanan Kasım ayı Fon Yöneticileri Anketi, küresel yatırımcıların risk iştahında önemli bir artışa işaret ediyor. Ankete katılan yatırımcılar, hisse senedi ve emtia piyasaları için son dönemde pozisyonlarını gözle görülür biçimde artırdı. Verilere göre, yatırımcılar Şubat ayından bu yana hisse senedi piyasalarında en güçlü “ağırlık artır” pozisyonunu aldı. Aynı zamanda, Eylül 2022’den bu yana emtia piyasalarında görülen en yüksek seviyede “ağırlık artır” eğilimi kaydedildi. Anket sonuçları, küresel yatırımcıların ekonomik görünüme dair daha iyimser bir pozisyona geçtiğini ve riskli varlık sınıflarına yönelik güvenin yeniden inşa edildiğini gösteriyor.
‘Muhteşem Yedili’ teknoloji hisseleri yatırımcıların odağında
Anketin dikkat çekici bulgularından biri de teknoloji sektörüne yönelik yoğun ilgi oldu. Katılımcıların yüzde 54’ü, ABD teknoloji devlerinden oluşan ve ‘Muhteşem Yedili’ (Magnificent Seven) olarak adlandırılan şirketlerde ağırlık artırma pozisyonu aldıklarını bildirdi. Bu şirketler arasında Apple, Microsoft, Alphabet (Google), Amazon, Meta, Tesla ve Nvidia yer alıyor. Bu hisseler, son dönemde özellikle yapay zeka teknolojilerinin gelişimiyle birlikte yatırımcıların radarına girmiş durumda. Fon yöneticileri, bu hisselerin büyüme potansiyeli taşıdığını ancak değerlemelerin tarihsel ortalamaların üzerinde seyrettiğini belirtiyor.
Yapay zekada balon riski yatırımcıyı endişelendiriyor
Ankette öne çıkan bir diğer önemli bulgu ise yapay zekaya yönelik oluşan potansiyel balon riski. Katılımcıların yüzde 45’i, yapay zekâ odaklı şirketlerde yaşanan sert yükselişin sürdürülebilir olmadığı görüşünde. Bu oran, söz konusu alanın yatırımcılar açısından en büyük “kuyruk riski” (tail risk) olarak değerlendirildiğini gösteriyor. Kuyruk riski, düşük olasılıkla gerçekleşen ancak etkisi büyük olan piyasa olaylarını tanımlamak için kullanılan bir terim. Yapay zekâya yapılan yatırımların hızla artması, kısa vadeli kâr realizasyonlarını ve ani düzeltmeleri beraberinde getirebilir. Bu durum, özellikle yüksek kaldıraçla işlem yapan yatırımcılar için ciddi riskler oluşturabilir.
Küresel ekonomik iyileşme beklentisi pozisyonlanmayı destekliyor
Anket sonuçlarına göre yatırımcıların riskli varlıklara yöneliminin arkasında küresel ekonomik iyileşme beklentisi bulunuyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artışlarını durduracağına yönelik beklentiler, gelişmiş piyasa hisse senetlerine olan talebi artırmış durumda. Bununla birlikte, Çin’in ekonomiyi canlandırma çabaları ve Avrupa Merkez Bankası’nın daha temkinli para politikası duruşu da yatırımcıların risk algısını değiştirmeye başladı. Özellikle emtia piyasalarında, Çin'in yeniden büyüme ivmesi kazanabileceği beklentisi metaller ve enerji ürünlerinde alım yönlü pozisyonların artmasına neden oldu.
Portföylerde yeniden pozisyon alma eğilimi güçleniyor
Fon yöneticileri, portföylerinde hem sektör hem de varlık sınıfı bazında yeniden dengeleme sürecine girmiş görünüyor. Teknoloji, sanayi, enerji ve sağlık sektörleri en fazla öne çıkan alanlar olarak dikkat çekiyor. Ankete katılan yöneticiler, portföylerinin hisse senedi ağırlığını artırırken tahvil ve nakit benzeri varlıklardan kademeli olarak çıktıklarını belirtti. Bu durum, yatırımcıların daha aktif yönettiği ve getirisi yüksek olabilecek alanlara yöneldiğini ortaya koyuyor.
Yatırımcılar halen temkinli, ancak fırsatlara odaklı
Her ne kadar riskli varlıklara yönelim artmış olsa da, yatırımcılar halen temkinli bir duruş sergiliyor. Yapay zekaya olan ilginin bir balonla sonuçlanabileceği düşüncesi, pozisyonların tümden riskli varlıklara kaymasını engelliyor. Ayrıca, jeopolitik riskler, Orta Doğu’da süren çatışmalar, ABD seçim süreci ve potansiyel enerji krizleri gibi unsurlar da yatırımcıların portföy yapısında dikkatli olmasına neden oluyor. Fon yöneticileri, bu risklere karşı hedging stratejileri geliştirdiklerini ve volatiliteye karşı hazır olduklarını belirtiyor.
2024 görünümünde teknoloji ve emtia ağırlığı artabilir
2024 yılına yaklaşılırken, ankete katılan yöneticilerin büyük bölümü teknoloji ve emtia sektörlerini öncelikli yatırım alanı olarak belirtiyor. Özellikle yapay zekâ, yarı iletkenler, elektrikli araç teknolojileri, yenilenebilir enerji ve lityum gibi kritik mineraller yatırım radarında öne çıkıyor. Emtia fiyatları ise küresel büyüme beklentileri ve arz-talep dengesizlikleri nedeniyle yeni bir yükseliş döngüsüne girebilir. Özellikle bakır, doğalgaz ve altın gibi ürünlerde yatırımcı ilgisinin yeniden yoğunlaştığı görülüyor.
Fon akışlarında teknoloji ve enerji hisseleri öne çıkıyor
Son dönemdeki fon akış verileri de anket sonuçlarını destekler nitelikte. Teknoloji odaklı ETF’lere yönelen yatırım hacmi rekor seviyelere ulaşırken, enerji sektöründeki şirketlere de sermaye akışı hız kazandı. Bu gelişme, yatırımcıların 2024 için enflasyonla mücadelede olumlu bir senaryoya inandığını ve büyüme beklentilerinin güçlendiğini gösteriyor. Fon yöneticilerinin büyük kısmı, makroekonomik ortamda olumlu bir değişiklik yaşanmadığı sürece yapay zeka hisseleri konusunda temkinli duruşlarını sürdüreceklerini ifade etti.
Yatırım kararlarında tematik stratejiler öne çıkıyor
Anketin genel çıktıları, yatırımcıların sadece kısa vadeli piyasa hareketlerine değil, aynı zamanda uzun vadeli temalara dayalı pozisyonlar geliştirdiğini ortaya koyuyor. Yapay zekâ, dijital dönüşüm, otomasyon, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği gibi temalar, 2024 yılı yatırım stratejilerinde başat rol oynayacak gibi görünüyor. Bu çerçevede, yatırımcıların sektörel çeşitlilik ve risk yönetimi bakış açısıyla portföylerini şekillendirdiği, yalnızca kısa vadeli getiriye odaklanmadığı gözlemleniyor.
Özetle: Güven artıyor, ancak riskler unutulmuyor
Bank of America’nın Aylık Fon Yöneticileri Anketi, yatırımcıların piyasalarda yeniden pozisyon almaya başladığını gösterse de, risk algısının halen yüksek seviyelerde olduğunu ortaya koyuyor. Yapay zekaya olan yüksek ilgi, aynı zamanda balon endişesini de artırırken; teknoloji ve emtia piyasaları 2024’te yatırımcıların odağında olacak. Bu dönemde yatırımcıların hem temkinli hem de fırsat odaklı stratejileri bir arada yürütmeleri bekleniyor. Ekonomik görünümde yaşanacak gelişmeler, faiz politikaları ve jeopolitik olaylar, piyasa yönünün belirlenmesinde kritik rol oynayacak.