ABD iş gücü piyasasında işten çıkarmaların hız kestiği yönünde yeni veriler açıklandı. ADP Araştırma Enstitüsü tarafından derlenen ve özel sektör işgücü hareketliliğini ölçen güncel verilere göre, 1 Kasım’da sona eren dört haftalık dönemde haftalık ortalama 2.500 işten çıkarma gerçekleşti. Bu veri, önceki haftalarda açıklanan istihdam kayıplarına kıyasla kayda değer bir düşüşe işaret ediyor. ADP, bir hafta önce sona eren benzer dört haftalık dönemde işten çıkarma ortalamasının 14.250 pozisyon olduğunu belirtmişti. Dolayısıyla yeni açıklanan rakamlar, işten çıkarmalarda yaklaşık yüzde 82’lik bir düşüşe karşılık geliyor.
ADP, yeni metodolojisiyle istihdamı haftalık takip ediyor
ADP, istihdamdaki eğilimleri ölçmek amacıyla yakın zamanda geliştirdiği bir veri setiyle dört haftalık hareketli ortalamalara dayanan tahminler yayımlamaya başladı. Bu veri seti, özel sektör istihdamındaki değişiklikleri iki haftalık gecikmeyle yansıtıyor. Veri seti, yalnızca özel sektörü kapsıyor; yani kamu çalışanları analiz dışında tutuluyor. Bununla birlikte, hükümet kapanmaları ya da olağanüstü durumlar nedeniyle geciken resmi veriler arasında alternatif ve tamamlayıcı bir gösterge işlevi görüyor. Uzmanlar, bu metodolojinin, özellikle Çalışma Bakanlığı’nın resmi verileri geciktiğinde, iş gücü piyasasına ilişkin ilk sinyalleri sunması açısından önemli olduğunu belirtiyor.
Önceki dönemle kıyaslandığında ciddi bir iyileşme gözleniyor
İşten çıkarmalardaki bu belirgin düşüş, istihdam piyasasının dayanıklılığını koruduğunu ortaya koyuyor. ADP tarafından açıklanan 14.250’lik önceki dört haftalık ortalamanın ardından gelen 2.500 seviyesindeki düşüş, pandemi sonrası toparlanma sürecinin devam ettiğine dair bir sinyal olarak değerlendiriliyor. İş gücü piyasasında dalgalanmanın sınırlı kalması, özellikle faiz oranlarının yüksek seyrettiği ve ekonomik yavaşlama risklerinin öne çıktığı bir dönemde dikkat çekici bulunuyor. Birçok analist, bu düşüşün geçici olup olmadığını takip edeceklerini belirtiyor.
Ekonomik görünümde istihdam verilerinin rolü büyüyor
ABD Merkez Bankası (Fed) için iş gücü piyasası göstergeleri, para politikası kararlarında temel bir rol oynamaya devam ediyor. Son dönemde enflasyonla mücadele amacıyla izlenen sıkılaştırıcı politikalar, iş gücü piyasasında soğuma yaratabileceği endişelerini gündeme getirmişti. Ancak ADP’nin verileri, istihdam piyasasının direncinin henüz kırılmadığını gösteriyor. Bu durum, Fed’in aralık ayında faiz artırımı yapıp yapmayacağına ilişkin değerlendirmelerde de dikkate alınacak önemli göstergelerden biri olabilir.
Çalışma Bakanlığı istihdam raporunu Perşembe günü açıklayacak
ADP’nin özel sektör odaklı bu verileri, resmi istihdam verileri için önemli bir ön gösterge işlevi görüyor. ABD Çalışma Bakanlığı'nın Eylül ayına ilişkin kapsamlı istihdam raporunu Perşembe günü yayımlaması bekleniyor. Bu rapor, hem özel sektör hem de kamu sektöründeki istihdam gelişmelerini içerecek ve aynı zamanda işsizlik oranı, saatlik ücret artışları ve iş gücüne katılım oranı gibi alt göstergeleri de sunacak. Yatırımcılar ve politika yapıcılar için bu veriler, ekonominin yönü konusunda stratejik kararlar almada belirleyici olacak.
Gelecek döneme dair görünüm: İş gücü piyasası yavaşlıyor mu?
Her ne kadar son dört haftada işten çıkarma sayısı düşüş göstermiş olsa da, ekonomistler bu verilerin daha uzun vadeli eğilimler için dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. İş gücü piyasasının yüksek faiz ortamına rağmen direnç göstermesi, ekonomide yumuşak iniş senaryosunu destekliyor. Ancak şirketlerin istihdam stratejilerinde daha seçici olmaya başlaması ve belirli sektörlerde iş ilanlarının azalması, yavaşlamanın kademeli olarak devam ettiğine işaret edebilir. Özellikle teknoloji, finans ve imalat gibi alanlarda temkinli istihdam politikaları gözlemleniyor.
Özel sektör verisi resmi verilerle nasıl örtüşüyor?
ADP verileri genellikle ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı resmi istihdam verileriyle karşılaştırılarak analiz ediliyor. Her iki veri seti farklı metodolojilere dayansa da, yönsel olarak çoğu zaman birbirini destekleyen trendler ortaya koyuyor. Bununla birlikte, özel sektörü kapsayan ADP tahminleri, hükümet istihdamını içermediği için özellikle kamu harcamalarıyla büyüyen alanlarda eksik bir tablo çizebiliyor. Yine de, bu tür veriler özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde erken uyarı sistemi görevi görebiliyor.
İstihdam trendleri yatırımcı davranışlarını etkiliyor
İstihdam piyasasındaki gelişmeler, yalnızca ekonomi politikalarını değil aynı zamanda sermaye piyasalarındaki yatırımcı davranışlarını da şekillendiriyor. Özellikle ABD hisse senedi piyasasında yatırımcılar, iş gücü piyasası göstergelerini büyüme beklentileriyle birlikte değerlendiriyor. Daha güçlü bir istihdam piyasası, tüketici harcamaları ve genel ekonomik aktivite açısından olumlu bir işaret olarak algılanırken; zayıflayan iş gücü dinamikleri resesyon endişelerini tetikleyebiliyor. Bu bağlamda, ADP’nin açıkladığı veriler yatırım stratejilerinde de etkili olabilir. Özellikle istihdam odaklı sektörlerdeki şirketlerin hisse performansları, bu tür göstergelere doğrudan tepki verebiliyor.
Makroekonomik politika yapıcılar için stratejik veri
Son olarak, iş gücü piyasasındaki gelişmeler yalnızca yatırımcılar için değil, aynı zamanda hükümet politikalarını belirleyen otoriteler açısından da stratejik önemde. İstihdamdaki eğilimler; vergi politikaları, sosyal güvenlik programları ve bölgesel kalkınma planlarının şekillendirilmesinde belirleyici bir rol üstleniyor. ABD’de istihdam büyümesi sürerse, genişlemeci maliye politikaları yeniden gündeme gelebilir. Ancak zayıflama sinyalleri, istihdam destek programlarının veya altyapı yatırımlarının öncelik kazanmasına yol açabilir.